Çin’in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde, sebebi anlaşılamayan "solunum rahatsızlığı" şikayetiyle ilk hasta 17 Kasım 2019'da hastaneye başvurdu. Sonraki günlerde, çoğunluğu deniz ürünleri gıda pazarını ziyaret eden kişilerde tespit edilen ve akciğer iltihaplanmasına yol açan hastalığa bilinmeyen yeni bir virüsün yol açtığı anlaşıldı.
KAYNAĞI BİLİNMEYEN GİZEMLİ HASTALIK
DSÖ’nün Vuhan’da 31 Aralık 2019’da "kaynağı bilinmeyen gizemli solunum yolu hastalığının" görüldüğünü ve yayıldığını duyurmasıyla dünya, adı henüz konulmasa da COVID-19'u öğrenmiş oldu.
Hızla Çin dışına yayılan salgın nedeniyle DSÖ, 30 Ocak 2020'de "küresel acil durum" ilan etti. DSÖ, 11 Şubat 2020'de yarasalardaki bir betakoronavirüsün insana geçerken mutasyona uğradığının tahmin edildiğini ve buna "2019-nCov" (COVID-19) adı verildiğini duyurdu.
Türkiye'de ilk COVID-19 vakası 11 Mart 2020'de görülürken, aynı gün DSÖ, yayılma hızı alarm verici düzeydeki hastalığı "küresel salgın" ilan etti.
Dünya genelinde vaka sayılarının çok hızlı artmasıyla Mart 2020'nin ardından salgının kontrol altına alınması ve önlenmesine yönelik tedbirler, bütün ülkelerin ana gündemi haline geldi.
Kapanmalar ve karantinalar
DSÖ, COVID-19 salgınının yayılmasını yavaşlatmak amacıyla 5 Haziran 2020'de hükümetlere ilk kez halka açık yerlerde kumaş "yüz maskeleri" takılmasının teşvik edilmesi tavsiyesinde bulundu.
İş yerleri, okullar ve diğer halka açık yerlerde kapanmaya gidilirken, insanlar bir süre "yüz yüze" sürdürdükleri hayata ara vermek durumunda kaldı ve birçok sektörde "uzaktan çalışmaya" geçildi.
Hastalıktan korunmak için vatandaşlara "maske, mesafe ve hijyen" önlemlerine dikkat etmeleri uyarıları yapıldı.
Hastaneler veya diğer belirlenen alanlarda başlatılan karantina uygulamalarıyla Kovid-19’un yayılma hızı düşürülmeye çalışılırken, yurt dışına seyahat edecekler veya hastalık belirtisi olanlara vücutlarındaki virüsün kimliğini göstermek için PCR testi uygulaması başlatıldı.
Aşı çalışmaları hızlı sonuçlandı
COVID-19, bir hastalığa karşı bağışıklık sağlamayı amaçlayan en hızlı aşı çalışmalarının yapılmasına da neden oldu. 2020 yılının ilk aylarında başlayan aşı çalışmaları, 2020 yılı sonunda ilk aşıların insanlara uygulanmaya başlamasıyla sonuçlandı.
Türk bilim insanları Prof. Dr. Uğur Şahin ve Prof. Özlem Türeci'nin kurucu ortakları olduğu Alman biyoteknoloji firması BioNTech ve Amerikan ilaç şirketi Pfizer ile geliştirdiği aşı, İngiltere İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumunun (MHRA) 2 Aralık 2020'de yaygın kullanımına onay vermesiyle "dünyada tescillenen ilk COVID-19 aşısı" oldu.
COVID-19 ile mücadelede aşıların devreye girmesiyle, 2021 itibarıyla kontrollü açılım süreci başladı.
Diğer yandan, aynı yıl uğradığı mutasyonlar sonrası COVID-19'un Alfa, Beta, Delta, Gama ve Omicron varyantları ortaya çıktı.
2022'nin ortalarından itibaren ülkeler salgına ilişkin tedbirleri iyice gevşetirken, maske ve PCR testi zorunluluğu kalkmaya başladı. Vaka ve ölüm sayılarında düşüşler görüldü.