Olağanüstü genel kurul öncesi Koç, pek çok kez genel kurul için çağrıda bulunmuştu.
Toplantı öncesi konuşan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkan Vekili Erol Bilecik, "Muazzam bir kalabalık var, kongre üyesi dostlarımız var. Birazdan başlayacağız" dedi. Bilecik, kongrede çoğunluğun sağlandığını bildirdi.
Bilecik, şunları söyledi:
"Bu tarihi heyecanı hep birlikte yaşamak için hem mabedemizde hem de ekran başında bizimle birlikte olan tüm Fenerbahçelilere, adaletsizlik ve haksızlık karşısında susmayan herkese, her şartta cumhuriyetimizin kurucusu, ulu önderimiz Atatürk'ün izinde yürüyen tüm Fenerbahçelilere selam olsun.
Olağanüstü genel kurulumuzu açmak istiyorum. Öncelikle Gayrettepe'de yaşanan yangın felaketinden dolayı hayatını kaybeden canlar için başsağlığı ve taziyelerimizi iletiyoruz.
Bugünü iyi not edin. Bugün 2 Nisan 2024. Bugün hepinizin ben de oradaydım diyeceği bir gün. Bugün hakkımızı aramak için ayağa kalkacağımız gün. Bugün Fenerbahçe'mizin yıllardır karşı karşıya kaldığı planlı operasyonlara karşı camiamıza siper olma ve bundan sonra atacağımız adımları belirleme günüdür.
Fenerbahçe, adil yönetimin olduğu ve siyasetin karışmadığı tüm branşlarda istisnasız ya şampiyon olan, kupaları kaldıran dünyanın en büyük spor kulübüdür. Herkes bilir ki deplasmana gittiği her şehre Fenerbahçe bereketi getirir. Biliriz ki Fenerbahçe mutluysa Türkiye de mutludur.
Diyorlar ki Fenerbahçe oyunun içinde ancak yarışın dışında kalsın. Böyle bir şey yok. Fenerbahçe'miz girdiği her oyuna yarışı kazanmak için girer ve adil şartlarda da o yarışı kazanır. Son zamanlarda sanki vitesin de artırıldığını gördüğümüz haksızlıklar sonucu yaşadığımız tüm bu olaylar sadece futbol sahası için değil, kulübümüzün manevi benliği açısından da çok büyük tehdit oluşturuyor. Yıllardır yapılan haksızlıkları sorgulamak ve ortak bir karar vermek için bir aradayız.
Bizi bu noktaya getiren kesinlikle sadece Trabzonspor maşında yaşadıklarımız değildir. Anacak Trabzonspor maşında yapılan korkunç saldırı ve linç girişimleri artık bardağı taşıran son damla olmuştur. Adaletsizliğin en uç noktası olan adaletsizliğin adil sayılmasıdır. Şu anda bu noktadayız. Artık bütün tahammül sınırlarımız aşıldı. Her insanın yeter dediği bir nokta var. O noktadan sonra zaten ne hatır kalır ne de sabır... Bıçağın kemiğe dayandığı bir an olur. Bugün omuz omuza, tek yürek olacağız. Bize yapılan haksızlığı yarına da kimsenin yanına da bırakmayacağız."
Bilecik, başkanlık divan kurulunu sahneye davet etti. Uğur Dündar söz aldı ve şunları söyledi:
"Bugün şanlı tarihimize bir sayfa daha yazmak için toplandık. Beni ve arkadaşlarımı divanda görevlendirdiğiniz için minnettarız. Biraz sonra başkanımız Sayın Ali Koç alınacak karar konusuna ışık tutacak."
İstiklal marşının ardından Ali Koç konuşmaya başladı. Koç, şunları söyledi:
"Dik durmadık, eğilmedik, sıkıntı da buradan doğuyor. Burada bu sayıyı yakalamamızı istemeyen düşmanlarımızın yanında dost bildiklerimiz de vardı. Siz düşmanı, trolleri boşa çıkardınız. Dosta güven düşmana korku salan bir tepki verdiniz. Helal olsun size.
Burada bu şekilde bulunmamızın sebebi göz göre göre, pervasızca ve namertçe emeğimizin ve hakkımızın gasp edilmesine karşı sürdüreceğimiz mücadelenin yöntemini ve olası sonuçlarını değerlendirmek ve kararlaştırmak için buradayız. Son maçımızda Trabzonspor ile bir müsabakayı bir kez daha oynamak zorunda bırakıldık. Planlı ve organize bir zorbalıkla şampiyonluğumuz elimizden alınmaya, emeklerimiz çalınmaya teşebbüs edilmiştir. Korkarım ki bu teşebbüsler sezon sonuna kadar da devam edecektir.
Burada toplanmamızın asıl sebebi sadece o maçta yaşananlar değildir, çok daha fazlasıdır. 7 sezonda kaybettiğimiz 3 şampiyonluk, söz ve şike kumpasları, otobüsümüzün kurşunlanması, kirli ittifaklarla şampiyonluğumuzun çalınması, saha içinde hakemlerin eliyle insanları çıldırtıp isyan ettiren kararlar, standart dışı hakem yönetimler, TFF ve kurumlarının çifte standart yaptırımları, başarı için her yol mubahtır anlayışıyla kin ve nefret kusan rakipler ve bunlara müsamaha gösterenler ve içinde bulunduğumuz kısır döngü bizlere artık yeter dedirtti.
Ülkemizi planlı bir şekilde futbol üzerinden kaosa sürüklemeye çalışanlar var dedik, diyoruz. Sesimizi duyan, utanan sıkılan yok. Trabzon maçında yaşananlar son damla oldu çünkü bu herhangi bir futbol maçında yaşananlardan ibaret değildir. Kim üstüne alınırsa alınsın bu duruma göz yumulmuş, müsaade edilmiştir. Valilik ve Emniyet gereken güvenliği sağlayamamıştır. Bugün bir maç yok, bir derbi yok, genel kurul toplantısındayız ama İstanbul Emniyet Müdürlüğü çok daha iyi bir güvenlik tedbiri almıştır. Teşekkür ediyorum ancak Trabzon'da yaşanan güvenlik zafiyeti hiçbir şekilde hafife alınamaz.
Kamu görevlilerinden hesap sorulacak mıdır, İç İçişleri Bakanlığı'mız gerekli soruşturmaları yapmayacak mı? Maça gelen taraftarlar aranmamıştır. Paso lig kartları tüm takım taraftarlarına açılmıştır. Maskeli taraftarlar gözardı edilmiştir. Karadeniz insanı merttir. Mert olan insanlar tribünde maskeyle durmaz. Yüzlerce kişi saldırmak için sahaya girmiş ve sadece 12 kişi tutuklanmış ve 5 kişi gözaltındayız. Buna mukabil meşru müdafaa yapan 3 futbolcumuz ve 2 çalışanımız disiplin kuruluna sevk edilmişlerdir. Gerginlik artmıştır. Biz bunu İstanbul'dan görüp hocam takımı sahadan çekebilirsin derken Trabzon Emniyeti burnunun dibindeki maça müdahale edememiştir. Hakem ve TFF maçı iptal etmeye cesaret edememişlerdir.
Biz bu maçtan beri yurt dışı ile temas halindeyiz başımıza gelecekleri bildiğimiz için. Bazı rakiplerimizin de yaratmaya çalıştığı kamuoyu baskısı sayesinde kendilerini linçten savunmaya çalışan futbolcularımız TFF tarafından PFDK'ya sevk edilmişlerdir. İşte böyle bir ülkede rekabet etmeye çalışıyoruz.
Bir rakibimiz var ki lugattaki kelimelerin insan versiyonları olsa bu yalanın insan versiyonu olurdu. Yanında bir de suç makinesi... Terbiyesiz, bir de utanmadan televizyona çıkıyor. Yaşanan olaylar için sadece olmamalıydı deyip bizim futbolcularımıza nasıl ceza verilmesi gerektiğini yarım aklıyla, satır arası mesajlarla vermeye çalışıyor. Zaten yalanı dibine kadar soktun, bakalım nereye kadar... Ama Fenerbahçe seni de not etti. 3-5 gün söylediklerinden dolayı popüler olabilirsin ama her gece yatarken bizi düşün. Özellikle de benim başkanlığım bitince...
TFF'miz, onların anlayışına göre, futbolcularımız kaçmalıymış. Kaçsalarmış fazla güç kullanmak zorunda olmazlarmış ve bunlar yaşanmazmış. Herhalde futbolcularımızın uslu uslu dayak yemelerini bekliyorlardı. Biz iki camiada itidalli davranmaya çalıştık. Ama perde arkasında futbolcularımıza ceza vermek için yapılanların da farkındayız. Eski defterleri açmadık. Federasyonu aradık ve dedik ki emniyet yeterli güvenliği sağlayamıyorsa ev sahibi takım ne yapsın?
İki tane şey söyleyeceğim. O sahibi olduğunuz spor medyasıyla beraber hepiniz burayı almayalım dediniz ama biz öyle yapmıyoruz. En kabul edemediğim yok Fenerbahçe futbolcuları saha ortasında sevinmemeliymiş... Daha 3 ay evvel burada galibiyeti kutladınız. Geçmişi çabuk unutuyorsunuz. Yok efendim Mert Hakan eli cebinde gelmiş. Neresinde gelseydi? Bunları işleyen güya spor kanalları ve adamları var."
GÜNCELLENECEK...