14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra muhalefet cephesindeki gerilim sürerken İYİ Partililerin işaret ettiği 26 Ağustos günü geldi. İYİ Parti lideri Meral Akşener'in açıklamasında vereceği mesajlar uzun süredir merakla bekleniyordu. Akşener, Afyonkarahisar'da açıklamalarda bulundu.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yeni yol haritasını açıklayacağı duyurulan Afyonkarahisar’daki konuşmasında ittifak ortaklarına çok sert sözlerle yüklendi. Akşener seçimde destek verdiği Kemal Kılıçdaroğlu'na isim vermeden yüklenerek, 'Biz bu seçimde koltuğundan başka şey düşünmeyenlerle uğraştık, 2023'te Erdoğan karşısında açık farkla seçimi kazanacak 2 aday çıkardık. Asıl sorunun kendi saflarımızda olduğunu göremedim Türk milletinden özür diliyorum.' dedi.
MERAL AKŞENER'DEN YEREL SEÇİM ÇAĞRISI
İYİ Parti Lideri Meral Akşener, "Yerel seçimlerde İYİ Parti olarak elbette kendi kadrolarımızla milletimizin karşısına çıkacağız. Gelin tüm siyasi partiler hep birlikte ayrı ayrı seçimlere girelim ve milletimize hizmet için yarışalım. Sayın Erdoğan, sayın Bahçeli, sayın Kılıçdaroğlu size sesleniyorum hadi her birimizi ayrı ayrı seçime girelim.
Bu yerel seçimlerde kendi kadrolarımızla milletimizin huzuruna çıkacağız. Yerel özellikleri dikkate alarak, millet iradesinin tecellisine imkan sağlayacağız. Gelin hep birlikte vatandaşlarımızın siyasi tercihlerini yansıtacağı bir ortam oluşturalım. Milletimizin siyasi pragmatizm sarmalından çıkmasını sağlayalım. Gelin ayrı ayrı seçimlere girelim, biz varız! Sizleri de bekleriz."
Akşener'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Bu kutlu günde Kocatepe'de bizlerle olan Türkiye'nin iyi ve cesur evlatları, değerli dava arkadaşlarım, sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Bugün hep birlikte buradayız, inanıyorum ki her yıl artarak burada olacağız.
Sırtımıza ecdadımızın mirasına yaslayıp, yeni bir yola çıkmak için buradayız. Çünkü bugün burada tarihin sinesine çelik kalemle yazılan 1000 yıllık bir mücadelenin bir ruhu var.
Anadolu mührünü bozmaya tarihin hiçbir döneminde ne dahili ne de harici hiç kimsenin gücü yetmemiştir, yetmeyecektir.
Hangi dönemde olursak olalım, tüm şartlara meydan okuyan o çelikten duruş değişmemiştir. İnsanlar değişmiştir ama nesilden nesile devrolan o kutlu vazife değişmemiştir.
Türkün istiklal ve istikbali için aşılmaz surların yıkıldığı, her türlü imkansızın mümkün kılındığı zafer haftasındayız.
"ORTA DİREĞİ FAKİR ETMEYİ BIRAKIN, KODAMANLARINIZIN CEBİNDEN ALIN"
Seçimlerin üzerinden tam 90 gün geçti. Devlet teamüllerimiz gereği bu 90 gün önemlidir. Bu sürede iktidara süre verilir, muhalefete de muhasebe süresi verilir.
Bu vaatlere bırakın yaklaşmayı, her geçen gün uzaklaştıklarını görüyoruz. İktidarın bu vaatlerini hiçbir zaman gerçekleştirme azminde olmadıklarını zaten biliyorduk.
Milletimizin elindekileri hoyratça koparmaya cüret ediyorlar. Asgari ücret zammı daha hesaba yatmadan açlık sınırının altında kaldı.
Enflasyonla mücadele için söyledikleri her cümlenin sonu faturayı millete keseceğiz diyerek bitiyor.
Kaç bakan harcadılar yine de beceremediler. Yazdan kışa kıştan yaza bahane ürettiler. Siyaset sadece seçim kazanmaktan ibaret değildir. Siyaset milletine faydalı iş yapabilmektir.
Durmak bilmeyen zamlarla enflasyonun bedelini milletimize ödetiyorlar. Siz Türk milletine karşı sorumlusunuz. Doğruları yapın, milletimize fayda sağlayın.
Vergileri orta ve dar gelirliler için değil, AK Parti'nin imtiyazlı kesimleri için düzenleyin. Orta direği fakir etmekten vazgeçin, kodamanlarınızın cebinden alın.
Enflasyonun yükünü yıllardır varını yoğuna kefen parasına bile el uzatan milletimize değil, bir avuç kodamana yüklemek sizin elinizde.
"SERVET TRANSFERİ TAM GAZ DEVAM EDİYOR"
Kur Korumalı Mevduat denen kamburdan kurtulmanın yollarını arıyorlar. Sadece KKM yüzünden milletimize ödetilen milyarlarca lira ne olacak? Mehmet Şimşek diyor ki 2026 yılında rahatlayacağız. O da biliyor ki bu mümkün değil çünkü servet transferi tam gaz devam ediyor.
Körfez ülkelerine taviz vererek, varlıklarımızı fütursuzca satarak günü kurtarmaya çalışıyorlar.
Peki satacak şeyimiz kalmayınca ne yapacaklar? Belli değil.
Biz yabancı yatırımcıya karşı değiliz, Türkiye Cumhuriye'nin haysiyeti korundukça dışarıdan para bulunabilir. Zaten küresel ekonomi de bunu gerektirir.
Ülkemizin içinde bulunduğu krizden rasyonel ve tam kapsamlı bir iktisat programına ihtiyacımız var. Adil vergi sistemine, akılcı para politikasına ihtiyacımız var.
Aziz milletim iktidarın 90 günlük performansına bakınca, bu ihtiyaçların karşılanması pek de olası görünmüyor.
İktidarın çözüm bulmayı bırakın, çözüm bile aramıyorlar.
"BÖYLE DEVLET YÖNETİLMEZ, BU AHLAK TUTULMASIDIR"
26 Ağustos'un 101. yılındayız. Ancak ne yazık ki Türk milletinin toplumsal mevcudiyeti tehdit altına alınmış durumda.
Türkiye'nin her şehri Suriyeli, Afganlarla doldu. Sokaklar parklar nereden girdiği bilinmeyen, sayılarını devletin bile bilmediği sığınmacılarla dolup taşıyor.
Sığınmacı sorunu milli güvenlik siyasetinin birinci maddesidir. Türk milletinin milli kültürünün tahribini yapan milli beka sorunudur.
Milli kültürümüze alternatif kimlikler doluyor. Başka coğrafyalardan başka kültürlerden yetişmiş çeşitli itikatların hedefi olduk.
Sığınmacılar istihdam krizine de sebebiyet veriyor. Ucuz iş gücü, kayıt dışı çalışma moda oluyor. Kendi işletmeleriyle sığınmacılar, kendi Suriyelerini kuruyorlar. Toplumsal sorunlar yeniden ortaya çıkıyor. Ve belki de Işid ve PKK örgütleri tehditlerini sığınmacılar üzerinden de yöneltiyorlar. Sığınmacılar büyük bir iç güvenlik sorununa döndüler.
5 kişi giriyor, 2 kişi çıkıyor. Bir sınır kapısından gönderdikleriniz insan tacirleriyle öteki sınır kapılarından giriyor. Sığınmacı sayısı her geçen gün artıyor.
Buradan iktidara sesleniyorum; kimse kimseyi kandırmasın. Türk milli kimliği tehidit altında. Kültürümüzün dejenere olmasına tahammülümüz yok. Madem beceremiyorsunuz, milli göç doktrinini kullanın milletimizin işine yarasın. Derhal sınırlarda tam kontrol sağlayın. Sığınmacıların ülkelerine dönüşünü hızlandırın. Göç problemini kaynak ülkede bitirin.
Hiçbir şart altında sığınmacılara vatandaşlık vermeyin. Şimdi icraat zamanı, milli güvenliğimizi tehdit eden bu ciddi mesele karşısındaki bu ciddiyetsizlik kabul edilemez. Böyle devlet yönetilmez. Bu olsa olsa ahlak tutulmasıdır.
"ÖNCE ŞAHSIM, ÖNCE BEN DİYENLERLE UĞRAŞTIK"
2002 yılında Türk demekten korkanların karşısında durmuştuk. 2010 yılında Türkiye'nin kök hücrelerine saldırmak isteyenlerin karşısında durduk. Bunu yapmayın diye yalvardığım kişi sayısını söylesem yüzüme tükürürsünüz. 2016 yılında, milletin canına kastedenlerin karşısında da karşısında durduk. 2018 yılında da milletimizi sıkılmış yumrukların arasına koymak isteyenlerin de karşısında durduk. Bu yüzden 2019 yılında millet iradesine ipotek koymaya kalkanların karşısında durduk.
Ezcümle Türk milletine dayatılmak istenen her kötülüğün karşısında durduk. Bizi msiyasetimizin pusulası aziz Türk milletinin istekleri oldu.
2023'te de milletin verdiği helal oyu babadan miraz bilerek, siyasal elitlerin kanaat önderlerin milletin olmadığı bir yerde üretilen siyasetin başarılı olamayacağını haykırdık. İtiraz ettik, tepki gösterdik, uyardık. Memleket gerçeklerinden bihaber iradeye karşı koyduk. Sadece iktidar mensuplarıyla değil bu seçimin kaybedilmesi için çalışanlarla da mücadele ettik.
Memlekete en küçük fayda getirmeyen Cumhurbaşkanlığı sisteminden kurtulmak istedik. Türkiye'yi zengin, mutlu ve huzurlu yapmak için çalıştık.
Önce şahsım, önce ben diyenlerle uğraştık. Milletimizin geleceği için şahsi çıkarlarımızdan vazgeçtik. En nihayetinde olmadı, olamadı, olduramadık. Tüm çabalarımıza rağmen 2023 seçimlerindeki yenilgiye maalesef engel olamadık. Biz 20 Ocak 2020'den beri karış karış gezdiğimiz anadolunun mevcut iktidarın beceriksizliğinden ne kadar bunaldığını gördük.
Türk milletinin çağrılarını dile getirdiğimiz için yankı odalarında iktidara yanlamakla suçlandık.
Buralardan en küçük pazarlık yapmadan çıkan kim oldu? Gizli kapaklı işbirliğine girişmeyen kim oldu? Allahıma hamd olsun bizler olduk, İYİ Parti oldu.
Eğer ki biz milletin sesine kulak tıkayıp, pazarlık yapacak olsaydık herkesin suspus kesildiği dönemde İYİ Parti'yi kurmazdık.
"TÜRK MİLLETİNDEN ÖZÜR DİLİYORUM"
Bir süredir suskun kalmayı tercih ettik. Herkesin hatalarını değerlendirmesine imkan tanımak gerekiyordu. Kaybedenlere zaman tanımak istedik, bu iyi niyetimiz yeni bir suistimale dönüştürülüyor. Yalanlar artmaya başladı.
Ben sustum ama yüzde 60'la kazanırız diyenler susmadı. Televizyonlarda utanmadan seçimin faturasını bize yüklemeye kalkıştılar. Ve ne yazık ki yeni umuda tutunmaya ihtiyacı olan milyonlar, öfkeye tutundu. Milletimizin huzuruna çıkamadılar. Saray ve muhalif medya İYİ Parti ve Meral Akşener'i günah keçisi etmeye kalktılar. Kimse tek kelam etmedi. Bunların hiçbirine şaşırmadım ama hepsi midemi bulandırdı. Bu sessizliği sürdürmek artık mümkün değildir.
Kumpasa karşı susmamız mümkün değildir. Hakikati eğip bükmeye çalışıyorlar.
Asıl sorunun kendi saflarımızda olduğunu göremedim. Bu yüzden sizden özür diliyorum. Türk milletinden özür diliyorum.
Önleri kesilmek istendiğinde yardımlarına koştum, yanlarında durdum. Her türlü hakareti iftirayı göğüsledim.
Allahım şahittir ki ne yaptıysam, seçimleri kazanmak için yaptım. Tarihi yol ayrımında milletimiz kazanabilsin diye yaptım. Umut yaşasın, millet iradesi sonuca yansısın diye yaptım. Ne yaptıysam da bugün her birinin arkasındayım.
Keşke herkes bizler kadar fedakar, cesur ve yürekli olabilseydi. Ama maalesef olamadılar.
Kazanacak iki ismin adaylığını sağlayamadım.
"İTTİFAK SİSTEMİ, TÜRK SİYASETİNE YARA VERİYOR"
İttifak sistemi esas olarak Türk siyaset sisteminin dinamiklerine zarar veriyor. Bu durumda millet iradesinin hakkıyla tecelli etmesini zorlaştırıyor. Milleti iki kutba sıkıştırıyor. Bu sıkışma toplumsal ayrışmayı derinleştirerek, iktdarın değirmenine su taşıyor. Siyasi partiler birbirleriyle aynılaşıyor, sığlaşıyor.
Sadece artı 1 sayısına indirgenen siyaseti reddediyoruz, iktidarın değirmenine su taşıyan etkisiz siyaseti reddediyoruz."
"KAPIMIZ HERKESE AÇIK DEĞİL"
Kapımız herkese açık değil. Mesela bu yolda Mustafa Kemal Atatürk'e düşman olanlara hayır diyoruz. Cumhuriyet değerlerimize karşı çıkanlara hayır diyoruz. Hatay Arap şehridir diyen meçzuplara da hayır diyoruz. Demokrasiyle problemi olana hayır diyoruz. Türk lafından rahatsız olanlara hayır diyoruz. Terörün gölgesinde işbirliklere hayır diyoruz. İnancımızı çatıştıranlara, ahlakımızı yozlaştıranlara hayır diyoruz. Milli duygularımızı sömürenlere hayır diyoruz. Toplumsal öfke üzerinden siyaset dayatanlara hayır diyoruz. Gençlerimizi hor görenlere Türk kadınını aşağı görenlere hayır diyoruz. Her türlü şımarık anlayışa hayır diyoruz."