Psikolog Arş. Gör. Simay Yılmaz, "Sürekli yorgun ve bitkin hissediyorum, hiçbir şeye enerjim yok" gibi ifadelerin arkasında psikolojik yorgunluk olabileceğini belirterek, bu durumun temel nedeninin stres olduğunu ve stresli iş ortamı ile özel hayattaki ilişki sorunlarının günlük yaşamı olumsuz etkileyebileceğini söyledi.
Psikolojik yorgunlukla ilgili olarak şunları söyledi: "Yoğun bir şekilde enerji eksikliği, halsizlik ve tükenmişlik hissiyle dinlenmiş olunmasına rağmen devam etmek, 'Psikolojik yorgunluk' olarak adlandırılıyor. Stres seviyesi, geleceğe dair kaygılar, geçmişteki olaylara yönelik tekrarlayan düşünceler, yüksek fiziksel aktivite düzeyi ve stres kaynaklı psikolojik sorunlar gibi faktörler psikolojik yorgunluğa yol açabilir. Uzun süreli stres ve kaygının zihinsel yorgunluk hissini artırabileceğini unutmamalıyız. Eğer bu stres faktörleri ortadan kalkmazsa, psikolojik yorgunluk kronik bir hale dönüşebilir ve günlük yaşamımızı olumsuz etkileyebilir."
Ayrıca, aile ve ilişki sorunlarının da psikolojik yorgunluğu tetikleyebileceğini belirtti. Uyku düzensizliği, yetersiz uyku, sürekli stres altında çalışmak gibi faktörlerin de kronik yorgunluğa katkı sağlayabileceğini söyledi.
Psikolog Arş. Gör. Simay Yılmaz, "Bilişsel Davranışçı Terapi'nin yararlı olabileceğini" belirtti ve tedavi sürecinin kişinin bireysel özelliklerine, motivasyonuna ve psikolojik yorgunluğun yoğunluğuna göre değişebileceğini ifade etti. Ayrıca, olumsuz duygu ve düşüncelerin olumlu düşüncelerle yer değiştirilmesinin hedeflendiği terapilerin yanı sıra, kişinin sevdiği aktivitelere yönelmesi, düzenli egzersiz yapması, dinlenmeye zaman ayırması, iş yükünü hafifletici düzenlemeler yapması gibi adımların da psikolojik yorgunluğun tedavisinde önemli olduğunu vurguladı.