7'den 70'e neredeyse bütün kadınların severek kullandığı makyaj malzemeleri, temizlik sevdalısı anne babaların kullandığı hijyen ürünleri sağlığımız için birer tehdit oluşturuyor.
7'den 70'e neredeyse bütün kadınların severek kullandığı makyaj malzemeleri, temizlik sevdalısı anne babaların kullandığı hijyen ürünleri sağlığımız için birer tehdit oluşturuyor.
Birçok genç kızın hevesle kullandığı makyaj malzemeleri, annelerin temizlikte kullandığı ürünlerin ne kadar zararlı olduğunu hiç düşündünüz mü? Bu ürünler dikkat eksikliğinden tutun, kısırlığa kadar birçok yan etkiye sebep olabiliyorlar.
Türkiye gazetesinin haberine göre, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. M. Eda Ertörer, bu maddelerin “endokrin bozucular” olarak genel bir isim altında toplandığını belirterek “Endüstride kullanılan plastikler, polyester, epoksi reçine, teflon gibi ajanlar, doğada bulunan ve gıdalarla alınan soya, DDT gibi tarımda kullanılan bazı maddeler, kozmetiklerde ve deterjanlarda kullanılabilen fitalatlar ‘endokrin bozuculara’ örnek olarak gösterilebilir.
Endokrin bozucular başta üreme sağlığı olmak üzere genel sağlığımızı olumsuz etkiler. Endüstriyel atıklarla besin zincirine katıldıktan sonra çoğu doğada yüzyıllarca yok olmayan ve yayılan bu maddeler, solunum yolu, cilt yolu, ağız yolu gibi yollardan organizmaya girerler. Yağ dokuda birikerek, ağırlıkla cinsiyet hormonu olan östrojen duyargalarına bağlanır ve etki ederler” açıklamasını yaptı.
Şampuan, deterjan, yumuşatıcı, parfüm, deodorant, oda spreyi, klozet koku giderici gibi koku oranı daha yüksek olan temizlik ürünleri vücuda karışarak hormon benzeri bir etki ortaya çıkarıyor. Bu tarz kokularla çok fazla temas eden çocukların diğerlerine göre 7-8 ay önce ergenliğe girdikleri bir araştırma sonucu olarak belirtiliyor.
Prof. Dr. Ertörer “Özellikle hamile kadının kullandığı makyaj malzemesi, saç boyası, güneş kremi, maruz kaldığı oda parfümü, yumuşatıcı gibi maddelerle bulaşan endokrin bozucular, annenin karnındaki erkek bebeği daha fazla etkiler. Kısırlık, tekrarlayan düşükler gibi olumsuz etkilerinin yanı sıra, düşük zekâ, dikkat eksikliği, bağışıklık sistemi sorunları, astım, diyabet, obezite, hormon duyarlı kanserler (örneğin meme ve prostat kanseri) gibi pek çok hastalığa yatkınlığa sebep olabilirler” diye konuştu.