Fark ettiniz mi? Hayatımız plastik ürünler ile sarıp sarmalanmış durumda. Adeta hayatımızı ele geçirmişler ve onlarsız yaşamak neredeyse imkansız hale geldi.
Ekosistemi korumak adına sürekli ‘çevremizi koruyalım’ söylemleri, pankartları, seminerleri anlamını çoktan yitirdi. Böyle giderse dünyamız derin bir sessizliğe gömülecek. İnsansız, hayvansız, hatta toprakta ve denizde yaşayan canlılar olmadan yapayalnız kalacak. Nerden mi biliyorum? Son yapılan bir araştırma derin sessizliğe artık çok daha yakın olduğumuzu gözler önüne serdi. Environmental International adlı akademik dergide bu araştırma yayımlandı. İnsan kanında son derece endişe verici bir keşif yapıldı. Yeni yapılan bir araştırmaya göre; her 10 kişiden 8'inin kanında plastik parçacıkları bulunduğu tespit edildi.
The Independent'ın haberine göre, en yaygın olarak içecek şişeleri, gıda ambalajları ve giysiler üretmek için kullanılan PET plastiği, insan kan dolaşımında en sık rastlanan plastik türü olarak karşımıza çıktı. Çalışmanın araştırmacıları plastik parçacıklarının vücuda yiyecek ve içeceklerin yanı sıra havadan da girebildiğini söyledi.
Hollanda'daki Vrije Universiteit Amsterdam'dan ekotoksikolojiyle su kalitesi ve sağlığı profesörü Dick Vethaak, The Independent'a bulguların ‘kesinlikle endişelendirici olduğunu, çünkü insanların görünüşe göre kan dolaşımında bulunabilecek kadar çok plastik yuttuğunu veya soluduğunu gösterdi’ dedi. Ayrıca bu tür parçacıkların kronik iltihaplanmalara da neden olabileceğine dikkat çekti.
Araştırma ekibi, 22 kişinin kanını 5 tip plastik için inceledi. Bu plastikler polimetil metakrilat (PMMA), polipropilen (PP), polistiren (PS), polietilen (PE) ve polietilen tereftalattı (PET).
Sonuçlar, 22 kan bağışçısından 17'sinin kanında ölçülebilir miktarda plastik parçacık taşıdığını ortaya koydu.
Analiz edilen kan örneklerinde PET'ten sonra en yaygın bulunan plastik, çok çeşitli ev eşyalarının üretiminde kullanılan polistiren olduğu görüldü.
Kanda en yaygın bulunan üçüncü plastik, plastik poşetlerin üretiminde düzenli olarak kullanılan bir malzeme olan polietilendi.
Bilim insanları yaptıkları bu son araştırma ile, tek bir kan örneğinde en fazla üç farklı plastik türünün ölçüldüğünü ortaya koydu.
PET’in test edilenlerin yüzde 50'sinin kan dolaşımında olduğu görülürken, polistiren ise yüzde 36'sında mevcut olduğu gözlemlendi.
Zaten plastik içinde yiyor, içiyor ve nefes alıyoruz. En derin deniz çukurunda ve Everest Dağı'nın tepesinde bile plastik var. Yine de plastik üretimi 2040'a kadar ikiye katlanacak.
Sonuç olarak gelen son bilgiler doğrultusunda hayatımızın her alanında var olan plastik ürünlerden kendimizi mümkün olduğunca uzak tutmaya çalışmalıyız.
Plastik parçacıklara daha az maruz kalmak için yapabileceğimiz ilk etapta basit önlemlerin başında; tek kullanımlık plastikleri, özellikle de gıdayla temas eden plastikleri, yani plastiklerle paketlenmiş yiyecek ve içecekleri kullanmaktan mümkün olduğunca kaçınmaya çalışalım. Evin iyi havalandırılması önemlidir çünkü görünüşe göre iç mekanlarda mikroplastik konsantrasyonlara dış mekanlara göre daha çok rastlanıyor. Plastik parçacıkların birikimini azaltmak için yiyecek ve içeceklerimizin de üstünü mutlaka kapatalım ve evlerimizi, bulunduğumuz kapalı alanları sık sık havalandıralım.
Bu bizler için derin sessizlikten önce son çıkış.
İlkeli Söz:
- Tutulan oruçların, ibadetlerin kabul olacağı, aç kalıp paylaşmayı, sadakayı, zekatı hatırlatmaktan öte dilimize; kötü söz söylemeyerek, elimize; tartıda şaşmayarak, bizim olmayana el uzatmayarak, belimize; nefisimize sahip çıkarak, gönlümüze; tüm kötülüklerden uzaklaşarak arındırdığımız, Allah’ın biz kullarına ‘her daim iyiliğe, hayra ve barışa yönelik iş yap’ emrinin doğrultusunda Ramazan’ı fırsat bildiğimiz bir ay olması dileğiyle iftar ve sahur sofralarımız bereketli olsun inşallah.
- Aldığın her sağlıklı nefes, ruhunu da doyurur.