CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi, bugün Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı. Eski CHP İstanbul İl Başkanı Canpolat ile CHP Bahçelievler İlçe Başkanı Çelik’in il başkanı olabilmek için yarıştığı kongrede Divan Başkanlığı’nı eski CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal yaptı. Her iki adayın da talebi doğrultusunda blok liste önergesi oy çokluğuyla kabul edilirken oy kullanma işlemi için de 13 sandık kuruldu.
Kırmızı liste Canpolat’ın belirlediği delegelerden oluşurken beyaz listede Çelik’in seçtiği delegeler yer aldı. Beyaz listede İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da yer alırken kongrenin Divan Başkanı Soysal’ın da her iki listede de olması dikkati çekti.
Partinin 4-5 Kasım’da yapılacak 38. Olağan Kurultayı’na gidecek 196 delegenin de seçildiği kongrede Özgür Çelik, 660 delegeden 342’sinin oyunu alarak il başkanı seçildi. Cemal Canpolat ise 310 oyla rakibinin 32 oy gerisinde kaldı.
Sonuçların açıklanmasının ardından zafer konuşması için sahneye çıkan Çelik, rakibi Canpolat ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu davet etti. Bu sırada ikili salonda olmadığı için Çelik’in daveti karşılıksız kaldı.
Kongreyi takip etmek için gelenlere teşekkür eden Çelik, şunları söyledi:
Bugün burada tarihi bir kongreyi gerçekleştirirken günün erken saatlerinden itibaren burada olan kocaman yürekli örgütümüze sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. Verdikleri oylarla parti içi demokrasimizin öncüleri olan kıymetli il delegelerimize sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. Partimizin çeşitli kurullarında görev yapan tüm yöneticilerimize sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. Günün erken saatlerinden itibaren kongremizi takip eden muhtarlarımız hâlen bu salondan ayrılmadılar. Dernek başkanlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız hâlen bu salondan ayrılmadılar. Onlara sonsuz yürekten teşekkür ediyorum. Bu salonun hazırlanmasında büyük emek harcayan kadın kolumuza, gençlik kolumuza ve seçim kurulunda görev yapan seçim kurulunun kıymetli üyelerine, sandıklarda görev yapan değerli yol arkadaşlarımıza sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. Yine bu salonda bu kongreyi gerçekleştirdiğimiz esnada emek harcayan güvenlik görevlisinden mutfak görevlisine kadar tüm emekçilere sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi kongrelerinin kaybedeni olmaz. Konuşmamda da ifade etmiştim. Biz burada sizlerle birlikte el ele, kol kola bu salondan çıkacağız ve demokratik bir Türkiye’nin mücadelesini birlikte vereceğiz demiştim. Bu bir zafer konuşması değil. Biz zafer konuşmasını İstanbul’u yeniden kazandığımızda, Türkiye’yi kazandığımızda gerçekleştireceğiz. Bugün burada yapılan konuşmalarla ilgili acaba Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir yarılma mı var diyen, bu konuda haber yapacak olan basın görevlilerine şunu ifade etmek istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi evet, bir kongre partisidir. Biz mahallede sandığı kurarız. Biz sandığı kurduktan sonra delegelerimizi seçeriz. Delegelerimiz ilçe başkanlarını, il başkanlarını, genel başkanımızı seçerler. Bu, parti içi demokrasinin yaşatılmasıdır. Parti içi demokrasiyi yaşatmaya devam edeceğiz. Yarın basında Cumhuriyet Halk Partisi’ni tartışacak olanlara diyorum ki, lütfen lider sultasıyla il başkanı belirleyenleri tartışın, lider sultasıyla ilçe başkanları belirleyenleri tartışın. Cumhuriyet Halk Partisi, parti içi demokrasiyi yaşatmaya devam edecek. Bugün burada günün erken saatlerinden itibaren çok uzun konuşmalar, eleştiriler yapıldı. O eleştirilerin hepsini alıyoruz, beyin süzgecinden geçiriyoruz. Kalp teknemizde yoğuruyoruz ve buna göre yol haritamızı belirleyeceğiz.
'İLK GİDECEĞİM YER RAKİP İLÇEDİR'
Tabii ki bir miktar kongrenin heyecanıyla aslında ifade edilmemesi gereken cümleler de ifade edildi. Acaba örgütte bu, karşılıklı bir kırılma yaratabilir mi endişesi olmasın. Biz ilçe başkanlarımızla, il yönetimimizle, kadın Kolumuzla, gençlik Kolumuzla, tüm örgütümüzle kucaklaşmaya hazırız. İlk gideceğim yer, orta tribünden, benim değil, diğer aday lehine slogan atan ilçedir. İlk önce oraya gideceğim. Orada onlarla kucaklaşacağız, helalleşeceğiz ve İstanbul’un mücadelesini birlikte vereceğiz. Demokratik Türkiye’nin mücadelesini birlikte vereceğiz. Bu arada bütün ilçe başkanlarımız sahnededir umuyorum. Konuşmamın içeriğinde söylemiştim. Bu salona 26 ilçe başkanıyla beraber girdim ama bu salondan 39 ilçe başkanıyla çıkıyorum. İstanbul’da artık eşitlikçi bir yönetim anlayışı var. İstanbul’da, kongrede bana oy veren vermeyen ilçe başkanlarına farklı davranma dönemi bitmiştir. İstanbul’da 39 ilçe başkanına eşit davranan, eşit yaklaşan bir mücadeleyi örgütümüzle birlikte gerçekleştireceğiz. Bir umuttan bahsetmiştik kongre konuşmamda. İstanbul’dan bir umudu, bir kıvılcımı çakarsak bu umut Türkiye’ye ışık olur demiştim. Birleşe birleşe, kucaklaşa kucaklaşa kazanacağız.
'BEN BU ÜLKEDE İL BAŞKANI OLABİLİYORSAM...'
8 yaşında bir çift kara lastikle geldiğim bu şehirde bana il başkanı adaylığı gururunu yaşatanlara teşekkür etmiştim. Bugün CHP’nin en önemli makamlarından bir tanesine beni layık gören bütün delegelerimize sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. Örgütümüze sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. Çok gururluyum. Hepinize sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. En önemlisi, bunu neye borçluyuz, biliyor musunuz? Bir öğretmenin çocuğu bu ülkede il başkanı olabiliyorsa, bir emekçinin çocuğu bu ülkede milletvekili olabiliyorsa, belediye başkanı olup 500 binlik, milyonluk kentleri yönetebiliyorsa bunu demokrasiye, cumhuriyete, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. Yolumuz açık, aydınlık olsun. Bu kongre tarihi bir kongre demiştim. Bu bir başlangıç. İstanbul’dan Türkiye’ye umudu yaymanın başlangıcı, yeniden İstanbul’u kazanmanın başlangıcı, tüm Türkiye’yi kazanmanın başlangıcı. Hepinize saygılar ve sevgiler sunuyorum.