Kandaki atıklar tüketilen yiyecek ve sıvılardan kaynaklanır. Böbrek fonksiyonu tehlikeye girdiğinde böbrekler atıkları uygun şekilde filtreleyemez veya uzaklaştıramaz. Atık kanda kalırsa hastanın elektrolit seviyelerini olumsuz etkileyebilir. Böbrek diyetini takip etmek aynı zamanda böbrek fonksiyonunun desteklenmesine ve böbrek yetmezliğinin ilerlemesinin yavaşlatılmasına da yardımcı olabilir.
Böbrek yetmezliği diyeti sodyum, fosfor ve protein açısından düşük bir diyettir. Böbrek yetmezliği diyeti ayrıca yüksek kaliteli protein tüketmenin ve genellikle sıvıları sınırlamanın önemini vurgular. Bazı hastaların potasyum ve kalsiyumu da sınırlaması gerekebilir. Her insanın vücudu farklıdır ve bu nedenle, her hastanın bir böbrek hastalığı çalışan bir diyetisyen ile birlikte çalışması ve hastanın ihtiyaçlarına uygun bir diyet oluşturması çok önemlidir. Böbrek yetmezliği diyetinde dikkate alınması gereken noktalar şunlardır:
Sodyum
Sodyum çoğu doğal gıdada bulunan bir mineraldir. Çoğu insan tuz ve sodyumun birbirinin yerine geçebileceğini düşünür. Ancak tuz aslında sodyum ve klorürden oluşan bir bileşiktir. Yediğimiz besinler tuz içerebileceği gibi başka formlarda sodyum da içerebilir. İşlenmiş gıdalar genellikle eklenen tuz nedeniyle daha yüksek düzeyde sodyum içerir.
Sodyum vücudun üç ana elektrolitinden biridir (diğer ikisi potasyum ve klorürdür). Elektrolitler vücudun dokularına ve hücrelerine giren ve çıkan sıvıları kontrol eder. Sodyum şunlara katkıda bulunur:
Kan basıncını ve kan hacmini düzenlemek
Sinir fonksiyonunu ve kas kasılmasını düzenlemek
Kanın asit-baz dengesinin düzenlenmesi
Vücudun ne kadar sıvı tuttuğunu veya ortadan kaldırdığını dengelemek
Böbrek hastalığı olan kişiler için çok fazla sodyum zararlı olabilir çünkü böbrekleri vücuttan fazla sodyum ve sıvıyı yeterince uzaklaştıramaz. Dokularda ve kan dolaşımında sodyum ve sıvı biriktiğinde aşağıdakilere neden olabilirler:
Artan susuzluk
ÖDEM:
Bacaklarda, ellerde ve yüzde şişme
Yüksek tansiyon
KALP YETMEZLİĞİ:
Kan dolaşımındaki aşırı sıvı, kalbinizin aşırı çalışmasına neden olarak kalbinizin genişlemesine ve zayıflamasına neden olabilir.
NEFES DARLIĞI:
Akciğerlerde sıvı birikerek nefes almayı zorlaştırabilir
Her zaman gıda etiketlerini okuyun. Sodyum içeriği her zaman listelenir.
Porsiyon boyutlarına çok dikkat edin.
Paketlenmiş etler yerine taze olanları tercih edin.
Taze meyve ve sebzeleri veya tuz eklenmemiş konserve ve dondurulmuş ürünleri seçin.
İşlenmiş gıdalardan kaçının.
Markaları karşılaştırın ve en düşük sodyum içeren ürünleri kullanın.
Başlığında “tuz” belirtilmeyen baharatlar kullanın (sarımsak tuzu yerine sarımsak tozunu tercih edin.)
Evde pişirin ve tuz eklemeyin.
Toplam sodyum içeriğini öğün başına 400 mg ve atıştırmalık başına 150 mg ile sınırlayın.
POTASYUM
Potasyum yediğimiz birçok gıdada bulunan bir mineraldir ve aynı zamanda vücutta doğal olarak da bulunur. Potasyum kalp atışlarının düzenli tutulmasında ve kasların düzgün çalışmasında rol oynar. Potasyum ayrıca kan dolaşımındaki sıvı ve elektrolit dengesinin korunması için de gereklidir. Böbrekler vücudunuzda doğru miktarda potasyum tutmaya yardımcı olur ve fazla miktarı idrarla dışarı atar.
Böbrekler iflas ettiğinde fazla potasyumu artık uzaklaştıramazlar, dolayısıyla vücutta potasyum seviyeleri birikir. Kandaki yüksek potasyum hiperkalemi olarak adlandırılır ve aşağıdakilere neden olabilir:
Kas Güçsüzlüğü
Düzensiz bir kalp atışı
Yavaş nabız
Kalp krizi
Ölüm
Böbrekler artık potasyumu düzenleyemediğinde, hastanın vücuda giren potasyum miktarını izlemesi gerekir.
Yüksek potasyumlu gıdaKanınızdaki potasyum düzeylerini güvende tutmanıza yardımcı olacak ipuçları:
Bir beslenme planı oluşturma konusunda diyetisyen ile görüşün.
Potasyum açısından zengin gıdaları sınırlayın.
Süt ve süt ürünlerini sınırlayın.
Taze meyve ve sebzeleri tercih edin.
Tuz ikamelerinden ve potasyum içeren baharatlardan kaçının.
Paketlenmiş gıdaların üzerindeki etiketleri okuyun ve potasyum klorürden kaçının.
Porsiyon büyüklüğüne çok dikkat edin.
Bir yemek günlüğü tutun.
FOSFOR
Fosfor kemik bakımı ve gelişiminde kritik öneme sahip bir mineraldir. Fosfor ayrıca bağ dokusu ve organların gelişimine yardımcı olur ve kas hareketine yardımcı olur. Fosfor içeren besinler tüketilip sindirildiğinde, ince bağırsaklar fosforu emerek kemiklerde depolanabilir.
Normal çalışan böbrekler kanınızdaki fazla fosforu temizleyebilir. Böbrek fonksiyonu tehlikeye girdiğinde böbrekler artık fazla fosforu uzaklaştıramaz. Yüksek fosfor seviyeleri kalsiyumu kemiklerinizden çekerek onları zayıflatabilir. Bu aynı zamanda kan damarlarında, akciğerlerde, gözlerde ve kalpte tehlikeli kalsiyum birikmesine de yol açar.
Fosfor birçok gıdada bulunabilir. Bu nedenle, böbrek fonksiyonu zayıf olan hastalar, fosfor düzeylerini yönetmeye yardımcı olması için bir böbrek diyetisyeni ile birlikte çalışmalıdır.
Fosforu güvenli seviyelerde tutmaya yardımcı olacak ipuçları:Fosfor-Gıdalar
Hangi gıdaların fosfor bakımından daha düşük olduğunu bilin.
Porsiyon büyüklüğüne çok dikkat edin
Yemeklerde ve atıştırmalıklarda protein açısından zengin gıdalardan daha küçük porsiyonlar yiyin.
Taze meyve ve sebze yiyin.
Yemek sırasında fosfat bağlayıcıların kullanımını doktorunuza sorunuz.
İlave fosfor içeren paketlenmiş gıdalardan kaçının.
Bir yemek günlüğü tutun
PROTEİN
Sağlıklı böbrekler için protein sorun değildir. Normalde protein sindirilir ve atık ürünler oluşur, bunlar da böbreğin nefronları tarafından filtrelenir. Daha sonra ilave böbrek proteinlerinin yardımıyla atık idrara dönüşür. Aksine, hasar görmüş böbrekler protein atıklarını temizleyemez ve protein kanda birikir.
Miktar hastalığın her aşamasında farklılık gösterdiğinden, Kronik Böbrek Hastalığı hastaları için proteinin doğru tüketimi zordur. Protein, doku bakımı ve diğer bedensel roller için gereklidir; bu nedenle, nefroloğunuza veya böbrek diyetisyeninize göre, hastalığın belirli evresi için önerilen miktarda yemek önemlidir.
Son olarak,
Sıvı kontrolü Kronik Böbrek Hastalığının ileri evrelerindeki hastalar için önemlidir çünkü normal sıvı tüketimi vücutta tehlikeli hale gelebilecek sıvı birikmesine neden olabilir. Diyalizdeki kişilerde sıklıkla idrar çıkışı azalır, bu nedenle vücutta artan sıvı, kişinin kalbi ve akciğerleri üzerinde gereksiz baskı oluşturabilir.
Bir hastanın sıvı miktarı, idrar çıkışına ve diyaliz ayarlarına bağlı olarak bireysel olarak hesaplanır. Nefroloğunuzun/beslenme uzmanınızın sıvı alımı kurallarına uymanız hayati önem taşır.
Sıvı alımını kontrol etmek için hastalar şunları yapmalıdır:
Doktorunuzun önerdiğinden fazlasını içmeyin
Oda sıcaklığında eriyecek tüm yiyecekleri sayın (dondurma vb.)
Yemek pişirirken kullanılan sıvı miktarının farkında olun. Beslenmeniz sağlığınıza, sağlığınız mutluluğunuza neden olsun..