Sabri Şahsuvar, "Kemalist Baasçılık hortladı" başlıklı yazısında, "Mütedeyyin bir seçmen kitlesine sahip olan AK Parti, son yıllarda evrilmeye muhtaç bırakılmışcasına kendisini ulusal Kemalist alanın göbeğine teslim etti. Parti politikaları gereği seçmeni de muhafazakâr olan AK Parti, bu sebeple eleştirilerin de odağı olmuş durumda" ifadelerini kullandı.
AKP seçmeninin, “Bizlere ne oldu da bu denli ulusalcı Kemalist bir çizgiye taşındık?” sorusunu sormaya başladığını öne süren Şahsuvar, "Malumunuzdur ki ülkemizdeki Kemalist kuluçka merkezleri boş durmadığı gibi AK Parti karşıtı propaganda yapan bazı siyasi partiler de Atatürkçülük ilkelerini rehin almış ve ruhani bir araç gibi kullanmakta" diyerek, "Bir dönem bu sömürüyü eleştiren AK Parti’nin bugün aynı çizgiye geldiği düşüncesi seçmende karşılık buluyorsa, yönetimin de şapkayı çıkarıp önüne koyması gerekir" şeklinde yazdı.
"KEMALİST BAASÇILIĞIN GALİBİYETİDİR"
Toplumun seküler yaşam biçimine ve tercihlerine bir dayatma yapılamayacağının altını çizen Şahsuvar, muhafazakar kesimin yaşam tarzındaki değişime dikkat çekti. Şahsuvar, "Ancak burada sorgulanması gereken muhafazakâr aileler ve süslümanlardır. Dün hakim yaka gömlek giyenlerin bugün Hermes, Gucci, Prada gibi dünyaca ünlü markaları gösteriş içinde milletin gözüne sokması bence çok anlamlı ve manidardır. Bir Müslümanın kısa sürede süslüman sınıfına geçmesi, Kemalist BAASÇILIĞIN galibiyetidir" tespitini paylaştı.
"Yıllardır kültürel iktidar olmak için verdiğimiz mücadelenin ne denli yara aldığını tahmin bile edemeyiz" serzenişinde bulunan Şahsuvar, muhafazakâr sosyolojisinin yeniden yapılanması ve ahlaki değerlerde buluşmasının ülkenin geleceği açısından önemli olduğunu kaydetti.
Şahsuvar, yazısını şu satırlarla tamamladı:
"Milli ve yerlilikte dürüstlüğün sorgulandığı, kişilerin kamu kaynaklarını kullanırken ideolojilerini baskın bir şekilde savunması, çürümüşlüğün habercisidir. Kamu kaynakları, yüksek maaşlı görevler, makam araçları, korumalar, sekreterler derken; kamu nizamı Müslümanları Kemalistleştirdi."
“BİZ BİR VAHDET TOPLUMUYUZ”
Bir başka Akit yazarı Hüseyin Öztürk de "Onlara benzemeye başladınız ikazı" başlıklı yazısında, 31 Mart seçim sonuçları üzerinden, AKP'yi eleştirdi.
Yazısında, Tayyip Erdoğan ile AKP'yi birbirinden ayıran Öztürk, "Yine samimi yorumcular-düşünürler-siyasetçiler-yazarlar-araştırmacılar, seçim sonuçlarının Ak Parti’ye ikaz olduğunda birleştiler. İşin güzel ve haklı tarafı şu idi ki, aklıselim sahibi hiçbir eleştirinin odağında Cumhurbaşkanımız Erdoğan yer almadı. Alması da art niyetlilik olurdu" dedi.
AKP’ye oy vereceği halde sandığa gitmeyen insan sayısının 3,5 milyon ve üzerinde olduğunu iddia eden Öztürk, “Niye sandığa gitmemişlerdir” sorusunun cevabının da basit olduğunu belirterek, "Biz bir vahdet toplumuyuz, irfan toplumuyuz, vahdetin izinde bir toplum, vahdete karşı duranlara benzemek istemezler, benzemeye başlayanları da terk ederler" ifadelerini kullandı.
"BİZ TAYYİP BEYDEN VAZÇEMEYİZ"
AKP seçmeninin, “Biz Tayyip Bey’den vazgeçmeyiz ama teşkilatlar, CHP ve onlara baston vazifesi gören partilerin kıblesine doğru hızlı bir akım başlattılar. Onlara benzemeye başladılar” mesajı verdiğini söyleyen Öztürk, "Seçimi yorumlayacak olan AK Parti kurmayları eğer ön yargı ve peşin hükümlülükten kurtulabilir ve milletimizin, Tayyip Bey’e olan biat ve bağlılığını anlayabilirlerse, meseleye bu açıdan bakarak doğru ve yerinde çözümler üretebilirler" değerlendirmesinde bulundu.