Dünya bir füze kriziyle daha karşı karşıya geldi... 16-29 Ekim 1962 tarihleri arasında yaşanan Küba Füze Krizi, ABD’nin Türkiye ve İtalya'ya, Sovyetler Birliği'nin ise Küba’ya nükleer başlıklı füze yerleştirmesi ile başlayan; dönemin iki süper gücünü karşı karşıya getiren ve dünyayı nükleer savaş tehdidi altında bırakan olayın ardından yeni krizin merkez üssü bu kez Kuzey Avrupa oldu.
Rusya ile NATO arasında yaşanabilecek olası çatışmayı değerlendiren Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Kuzey Avrupa’da konuşlandırılabilecek ABD’ye ait nükleer silahların, Rusya ve NATO arasında doğrudan çatışma senaryosunda meşru hedefler olacağını belirtti.
İŞTE MARİYA ZAHAROVA'NIN AÇIKLAMALARI
ABD’ye ait nükleer silahların Kuzey Avrupa'da ortaya çıkmasının, bu silahları alan ülkelerin güvenliğini güçlendirmeyeceğini, aksine zayıflatacağını vurgularken, “Bunu anlamak için askeri stratejist olmaya da gerek yok. Bu tür silahlar doğrudan bir tehdit kaynağı teşkil edecek ve doğal olarak ülkemiz ile NATO arasında doğrudan askeri çatışma senaryosunda tanımlanan meşru hedefler listesine kaçınılmaz olarak dahil edilecektir. ABD ve uydularının da tam olarak buna zorladığını anlıyoruz.”
Kuzey Avrupa'da Amerikan nükleer silahlarının ortaya çıkmasının ülkeleri güvenli kılmamakla birlikte açıkça zarar vereceğinin altını çizen Zaharova, kıtadaki diğer ülkelerin de bunu dikkate almak zorunda kalacaklar.
Finlandiya Savunma Bakanı Antti Kaikkonen’in, geçtiğimiz aylarda "NATO'ya kabul edilmelerine rağmen ülke topraklarında nükleer silah bulundurmayı planlamadıkları" şeklinde bir açıklama yapmıştı.
4 Nisan 2023 tarihinde NATO'nun 31. üyesi olan ülkede önemli yayın organlarından STT haber ajansının bildirdiğine göre ise Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, ülkenin Kuzey Atlantik İttifakı'na katılmasının ardından nükleer silahların ülke topraklarından geçişine izin verebileceğini söyledi.
KÜBA FÜZE KRİZİ'NİN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ
Küba Füze Krizi ya da diğer adıyla Ekim Füzeleri bunalımının en önemli özelliği, nükleer silahlara sahip iki süper gücün dünyada ilk kez doğrudan karşı karşıya gelmesi olarak tarif ediliyor.
28 Ekim 1962 tarihli mektuplar ve ABD’nin Küba’ya uygulanan ablukayı kaldırmasıyla kriz sona erdi.
İki ülke arasında zirveye ulaşan "Soğuk Savaş", bundan sonra kademeli olarak "yumuşama" dönemine girdi.
Füze krizine vesile olan, ABD'nin yaptığı PGM-19 Jupiter ya da bilinen adıyla Jüpiter füzeleri, Soğuk Savaş döneminin sembolleri arasında yer alıyor.
ŞOYGU: NATO'YA CEVABEN İKİ YENİ ASKERİ BÖLGE KURDUK
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, bugün Rusya sınırları yakınındaki NATO askeri potansiyelinin giderek artması nedeniyle iki yeni askeri bölge kurduklarını ifade etti.
Rusya Savunma Bakanlığı yönetiminin toplantısında konuşan Şoygu, "NATO'nun Rusya sınırları yakınındaki askeri potansiyelini artırması, Finlandiya'nın ve gelecekte İsveç'in üyeliği yoluyla İttifak'ın genişlemesi ışığında kuzeybatı ve batı stratejik istikametlerindeki askeri grupları güçlendirmek için adımlar attık. Leningrad ve Moskova askeri bölgeleri olmak üzere Rusya Silahlı Kuvvetleri için iki stratejik bölgesel birlik oluşturduk." dedi.
DUGIN: 3. DÜNYA SAVAŞI'NIN İLK AŞAMASINDAYIZ
Geçtiğimiz günlerde A Haber'e konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sağ kolu ve akıl hocası, Aleksandr Dugin, "3. Dünya Savaşı bir anlamda başlamış durumda. Sadece bunun ilk aşamasındayız. Bu ise nükleer savaşa dönüşebilir. Nükleer savaşa biz hiçbir zaman bu kadar yakın olmadık. İşte bu bence Batı'nın tam bir sorumsuzluğu. Sadece Batı'nın değil tarafsız kalan ülkelerin bile sorumsuzluğu aşikardır. Ukrayna'ya silah yollamadıkları takdirde nükleer savaş riski de azalmış olacak" dedi.